Aydınlansam mı ne? :)

Daha da parılda

Reklamlar

Birçoğumuz karşımızdaki insan bizi üzdüğünde, kızdırdığında, sinirimize dokunduğunda kabuğumuza geri çekiliriz. İçimize kapanırız ve kalbimizin kapılarını sımsıkı kapatırız. Aynısı haksız yere eleştirildiğimizi düşündüğümüzde de olabilir. Tam tersine sinirlenip bağırıp çağıranlar da var aramızda tabii ki.

Aman, al birini vur ötekine, her ikisi de zarar verici davranış değil mi?

Çok zorlanıp kabuğuma geri çekilmedim bir seferinde. Arkadaşımın bana verdiği öğütü hatırladım: “Daha da parılda. Işığını söndürme, daha da, daha da parılda.” demişti bana.

Kendi kendime yok dedim, kapıları açık tutuyorum. Hayır, egocum, boşuna uğraşma, sana uymayacağım, dedim. Sonra normale geri dönmek ne kadar zor biliyorsun. Odada buz gibi atmosfer, huzursuzluk. Berbat.

Egom bu parıldama işlerine fazla inanmaz, bana ‘Bak ama ne dedi sana, alttan mı alacaksın yine, o mu kazanacak? Haksızlık bu! Hep ezdiriyorsun kendini!’ dese de, yılmadım. Bir güreş, bir direniş egoma uymadım. ‘Seni de anlıyorum, ama bırak bir de böyle deneyeyim’ dedim ona.

Geri dönüp baktığımda iyiki de uymamışım. Inadımı bir kenara itip, adil olmaya gayret edip, oturup konuşunca, tatlı tatlı bağladık. İkimiz de kazandık.

Uzak olmayan bir gelecekte umarım her zaman böyle yapabileceğim. Enerjimi yaratıcı, pozitif şeylere kullanmak varken, değmez vallahi. Parıldamak varken…

Reklamlar

Reklamlar