Hayatım

Aydınlanmaya doğru :)

  

Idealimdeki Arzu asla ve asla dedikodu yapmaz, herkesi (kendisini dahil) olduğu gibi kabul eder, kesinlikle kimseyi yargılamaz, parmağını kaldırıp eleştirmez, dert yanmaz, yakınmaz… ideal listem bu şekilde devam ediyor. 

Kendimi kabul etmek listeme dahil olduğu için tabii ki şu anki – bazen idealimden bir hayli uzak – hallerimi de olduğu gibi kabul ediyorum :)

Açık açık söyleyeyim, bu liste ne kadar ideal görünsede tamamen bencil nedenlerden dolayı oluştu. Melek olmaya uğraşmıyorum yani, sadece huzura giden yolun buradan geçtiğine inanıyorum. Kendim bulmadım bu yolu, bir çok kitaplardan esinlendim ve aklıma yattı, bence haklılar dedim.

Geçenlerde Michael Beckwith’in bir videosunda tanıttığı Spiritüel Gelişimin – yani bence aydınlanmanın – 4 basamağı ilgimi çekti. Michael Beckwith ‘The Secret’ filminde rol alan bir spiritüel öğretmen. Kitabı bile okumayan ben, amma da reklamını yapıyorum ama değil mi? Film de rol alanların çekim yasası öğretilerini beğeniyorum da o yüzden.

Evet 4 basamak demiştik:

  1. basamak: Hayat bizim başımıza geliyor. Kendimizi olayların kurbanı gibi hissediyoruz. Çok tanıdık geldi bana bu :D
  2. basamak: Artık hayatımızı kendimiz yönlendiriyoruz. İsteklerimizi gerçekleştirmek için hayal gücümüzü ve çekim yasasını kullanıyoruz. Yani kurban zihniyetinden sıyrılmış oluyoruz ve başkalarını ve ya dış olayları suçlamıyoruz artık. Hani eskiden He-man vardı’ya onun “Güç bende artııııık!” demesini anımsatıyor bana :)
  3. basamak: Hayat bizim aracımızla gerçekleşiyor. Hayatı kontrol etmeye çalışmayı bırakıyoruz çünkü evren/yüce bir güç tarafından iyiye ve yüksek bir amaca yöneltildiğimize güveniyoruz.
  4. basamak: Hayat biziz, yani hayatın tam kendisiyiz ve bir parçasıyız. Kendimizi ayrı olarak görmüyoruz, birlik düşüncesi gerçekleşiyor. Karşımızdaki biziz -miş diyeyim çünkü yaşamak nasip olmadı daha :) Ümitliyim.

Video çok kısa olduğundan pek derinlerine inmiyor ama bence idealimdekiler birinci basamağı aşmayı sağlıyor. Bu ideale yakın olduğum günler akışta geçiyor hayatım, daha mutlu ve yaratıcı oluyorum. Daha yaratıcı çünkü aklım ‘o bana bunu yaptı, şu bunu yaptı’ diye düşüncelerle taşıp, enerjim dağılmıyor. 

Yolun etrafındaki güzellikleri görebiliyor oluyorum, çünkü zihnim sis içinde olmuyor. Herşey daha güzel, net ve özel oluyor. Böyle günlerin çoğalmasını istiyorum haliyle, çünkü hayat böyle kat kat daha yaşamaya değer. Aynı yolda gidenler de böyle hissettiklerini söylüyorlar. 

Yetmiyormuş gibi Michael Beckwith’in sözlerine güvenirsek aydınlanmaya doğru da bir adım atmış oluyormuşuz. Ne ala, değil mi?

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Google fotoğrafı

Google hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.